Star Wars Episode III: Revenge of the Sith

Star Wars Episode I’ın oyununun başarısız olması ve Episode II’nun EPI’dan etkilenerek çıkarılmamasıyla beraber hepimiz “acaba Episode III ne olacak?” diye düşünmeye başlamıştık. Filmin yaklaşmasıyla beraber heyecan artarken Lucas’tan sevindirici haber gelmişti; EP3: The Game, filmin galasından 2 gafta önce, yani 5 Mayıs’ta Play Station 2 ve Xbox konsolları için çıkacaktı. Tüm Star Wars fanlarının bu oyundan beklentisi çok yüksekti. Ama kimisi beklediğini almış, kimisi alamamıştı.

Öncelikle grafikler ve seslerden söz edelim. Oyundaki grafikler açıkçası çok da başarılı değil. Mekanların, çevrenin ve arka planların tasarımı ve grafikleri iyi olsa da karakter modellemelerinde çuvallamışlar. Gözüme iyi görünen sadece Anakin vardı. Ses konusunda ise Lucas Arts her zamanki başarısını yakalayabilmiş. Bu arada oyun Dolby® Digital ses desteğine de sahip.

Belki de EPIII: The Game’in bizim için en kötü tarafı EPIII: Soundtrack albümünden hiçbir parçanın oyuna dahil olmaması..EPIII atmosferi diğer 5 filmin müzikleriyle sağlanmaya çalışılmış. Ama Anakin-Obi dueli sırasında Duel Of The Fates çaldığı sırada Battle Of The Heroes’u arıyorsunuz. Son bölüm dışında tüm müzikler uygun olarak kullanılmış ve kesinlikle insanı gaza getiriyor.

Filmden birçok güzel sahne ve güzel bir müzik ile süslenmiş bir ara menüden sonra, start game diyoruz ve karşımıza “efsane”nin klasikleşmiş kayan yazıları çıkıyor ve siz aslında o yazıların filmdeki yazıların aynısı olduğunu anlıyorsunuz (tabi oyunu filmi izledikten sonra oynuyorsanız). Yazıların bitmesiyle beraber kendimizi bir anda filmden görüntülerde, Coruscant Hava Savaşı’nın ortasında buluyoruz. Grievous’un komuta gemisine ulaştıktan sonra gerçek görüntüler bir anda oyun görüntülerine dönüşüyor ve biz kontrolleri elimize alıyoruz.

Özellikle ara videolar bir çok fan tarafından bu oyunun en ilgi çekici yanı olarak görüldü, çünkü filmden 2 hafta önce bir çok sahneyi görebilecek ve yaşayabilecektiniz de. Genellikle ara videolar, gerçek görüntüler ile başlayarak daha sonradan oyun içi görüntülere dönüşerek son buluyor. Oyun içinde ve bölümler arası geçişlerde sık olarak bu videolar ile karşılaşıyoruz. Bununla ilgili olarak LOTR: Two Towers ve Return of the King oyunlarını örnek verebilirim. Ayrıca oyunu bitirdikten sonra tüm videoları istediğimiz kadar izleyebiliyoruz.

Oyun boyunca Anakin Skywalker ve Obi-Wan Kenobi ile değişmeli olarak ve bazen de usta-padawan olarak; “önüne geleni öldür” modunda ilerliyoruz. Özellikle oyunun ilk başındaki Obi-Ani muhabbetleri görülmeye değer. EPIII’deki mekanlar dışında tanıdık olmayan mekanlarda da oynuyoruz. Oyun temel olarak Jedi Power Battles’a oldukça benziyor. JPB’daki gibi tam bir “Jedi action” sunulmuş oyunda. Ama maalesef 2 oyuncu ile Story Mode’u oynamak mümkün değil. Yine JPB’da olduğu gibi, etrafta sağlığımız iyileştirecek, biten force’umuzu yükseltecek ve kılıcımızı güçlendirebilecek paketler mevcut (yalnız JPB’ın aksine bu sefer JK’daki gibi Force beklendiğinde kendi kendisini de doldurabiliyor). Ayrıca her bölüm sonunda topladığımız yetenek puanlarıyla karakterimizin force power’larını geliştirebiliyor ve yeni ışın kılıcı saldırıları öğrenebiliyoruz. Daha sonra oyunda bu combo’ların nasıl uygulandığını “pause” a basarak görebiliyorsunuz. Her bölümde mevcut olan çeşitli sayıdaki “giz”leri ortaya çıkararak daha fazla puan ve çeşitli bonuslar kazanabiliyoruz.

Oyun 15 bölümden oluşuyor, bu 15 bölümden 7’sinde Obi-Wan’ı, 9’unda da Anakin’i kontrol ediyoruz. Filmde çıkarılmış sahne olarak DVD’de gösterilen, Obi ve Anakin’in Grievous tarafından kıstırıldıkları sırada zemini delerek kaçması da aynı zamanda oyunun bir bölümü. Şansölye’nin yanına ulaşana dek bir çok droid avlıyoruz. Daha sonra filme paralel olarak Obi’nin Utapau’ya gidişi, tapınak baskını (en heyecanlı bölümlerden biri), Anakin’in ayrılıkçıları temizlemeye gitmesi şeklinde bölümleri özetleyebilirim. “Aftermath in the Temple” bölümünde Obi ve Yoda’nın Jedi Tapınağı’ndaki veri odasına gidene kadar başlarından neler geçtiğini çok iyi anlayabiliyorsunuz. Oyun bittikten sonra açılan bir de extra görev mevcut ve bu Story Mode’a dahil edilmiş. O görevde roller tamamen değişiyor, artık tahmin edin ne demek istediğimi 🙂

Oyunun kontrollerinden bahsetmek gerekirse; kontroller başta biraz zor gelse de kısa sürede alışıyorsunuz. Karakterimizi analog ile kontol edebiliyoruz ve L1 tuşuyla kendimizi koruyabiliyoruz. Diğer normal tuşlarda zıplama ve ışın kılıcı saldırıları var. Force Heal yapmak için ise L3 ve diğer analog’a basıyoruz. Diğer Force Power’lar için ise R1’i kullanıyoruz.

Gelelim oyundaki Force Power’lara. Oyunda kullanabildiğimiz Force Push, Force Stun, Force Jump gibi basit Force Power’ların yanı sıra Force Grasp ve Force Stun gibi isimleri değişik ama aslında bildiğimiz Force Power’lar da var. Mesela bildiğimiz Mind Trick, Force Stun olarak değiştirilmiş, ama aynı işi görüyor. Force Grasp ise etraftaki çeşitli objeleri düşmanlarımızın kafalarına indirmemize yarıyor. Daha önce hiçbir Star Wars oyununda Force kullanmak benim için bu kadar keyif verici olmamıştı. Anakin, karanlık tarafa düştükten sonrada Lighting atmakta ayrı bir keyif :).

Öncelikle Lucas Arts’ın oyunun Motion-Capture’ları (fizik modellemeleri) için Nick Gillard’la çalıştıklarını belirteyim. Işın kılıcı ile yapılan combo ve hareketler daha önce hiçbir Star Wars oyununda olmadığı kadar gerçekçi ve hoş görünüyor. Ve eğer Force barımız doluysa Force takviyeli ışın kılıcı saldırıları yaparak karşımızdakine ağır hasar verebiliyoruz.

Oyundaki en göz alıcı detaylarından birisi de karşılıklı yapılan ışın kılıcı düelloları. Bu düellolar çok etkileyici ve gerçekçi görünüyorlar. Mesela kılıçların çarpışması olduğunda kimin parmakları daha güçlü ve kuvvetli ise o rakibinin kılıcını düşürüp darbesini indirebiliyor. Filmlerde nasıl düelloları deli gibi beklediysek oyundaki düelloları da aynı heyecanla bekledim ben. Düellolar arasında geçen diyaloglar ise çok eğlenceli olabiliyor. Örneğin: Anakin vs Mace düellosunda Anakin’in: “Now I am the Master !” dediği olabiliyor.

5 tane bonus görev mevcut. Bu bonus görevleri oyundaki performansınıza göre açabiliyorsunuz ve gerçekten çok güzeller. Bonus görevler hakkında pek spoiler vermek istemiyorum ama bir tanesinde Yoda’yı kontrol ederek Jedi Tapınağı’nı savunuyorsunuz. Eğer oyunu bitirseniz açılacak olan 5. bonus görevi ise tam bir sürpriz !!!

Oyunda bölüm geçtikçe açacağınız bir dolu konsept çizimi var. Ve bu resimlerin her biri detaylı olarak anlatılmış. Benim en çok ilgimi çeken resim; Obi ve Yoda’nın Order 66’den sonra tapınağa geri döndüklerinde, Jedi kılığına bürünmüş Clonetrooper’ları görmelerini anlatıyor. Gerçekten ilgi çekici.

Multiplayer modu bence yeterli olmuş. Versus ve Cooperative olarak 2’ye ayrılıyor. Cooperative modu Versus’a göre biraz daha zevksiz olmuş. İki kişi bir arenada devamlı yağmur gibi yağan droid ve clone’lara kafadan girmekten başka bir şey yapamıyorsunuz. Herhangi bir ilerleme söz konusu değil yani.

Versus modunda ise her oyuncu bir karakter seçiyor ve karşılıklı düello yapılabiliyor. Jedi Temple, Chancellors Office gibi düello için uygun yerlerde kapışıyoruz. Grievous’u da seçebilir ve 4 kılıçla karşınızdakini çok zor durumda bırakabilirsiniz. Grievous’da Force kabiliyeti olmadığı için kendisi blaster gibi silahlar kullanabiliyor. Alışıldık karakterler dışında Cin Drallig ve öğrencisi Serra Keto’yu da Versus modunda seçebiliyoruz. Story Mode düellolarındaki sözlü atışmalardan bahsetmiştim. Aynı sözlü atışmalar Versus modunda da olabiliyor. Ve gerçekten bu laflardan çok keyif alıyorsunuz. Zaten bir çoğu da bildiğimiz klasik SW replikleri. Her düellodan önce 2 savaşçı birbirlerine bir söz söylüyorlar. Örneğin Mace geliyor ve ”This party,is over!”diyor ve siz o anda düello moduna giriyorsunuz bile. Her düellonun sonunda da kazanan taraf karşıdakine bir söz söylüyor. Mace ile Anakin’i yendiğimde şöyle demişti Mace: ”Next time, stay home…” 🙂

Genel olarak EPIII: The Game her Star Wars fanının edinmesi gereken bir oyun. En azından ben bir SW fanı olarak böyle düşünüyorum. En sondaki Obi-Ani düellosunda filmdeki kadar etkilendim diyebilirim. Vereceğiniz parayı kesinlikle hak ediyor ve fazlasını da veriyor size. Eğer SW fanı değilseniz bu büyük “efsane”ye bir başlangıç için iyi bir seçim olacaktır. Bol aksiyonlu, bol düellolu ve oldukça karanlık olan bu oyunu kaçırmayın.

error: İçeriği kullanma izni için bizimle temasa geçin.