Skywalker efsanesini noktalayacak son film Skywalker’ın Yükselişi için son fragman nihayet yayınlandı ve hem yüksek temposu, hem de ortaya attığı yeni soru işaretleri ile heyecan yarattı. YıldızSavaşları.Com her fragmanda olduğu gibi bunu da sizler için kare kare inceleyip kaçırdığınız noktalara dikkat çekiyor.
Fragman, daha önce benzer kesitlerini gördüğümüz bir sahne ile açılıyor: elinde sadece bir avuç eski Jedi yazıtı kalan Rey, kendini eğitiyor. Bu ormanlık gezegen, görünüşe göre Son Jedi’daki olaylardan sonra Direniş’ten geriye kalanların sığındığı başlıca yerlerden biri. Filmin temasında üretilen yeni Monopoly oyunundan sızan bilgilere göre bu gezegenin adı Ajan Kloss.
Rey koşmaya devam ederken Finn de Güç hakkında bazı yorumlarda bulunuyor. Rey sıçrayışını yaparken kendini bir anda Jakku’nun gemi mezarlığındaki yıldız destroyerleri enkazlarından birinin içinde buluyor. Üzerindeki kıyafetlere bakılırsa bu enkaz yüksek ihtimalle Ölüm Yıldızı’nın enkazı. Peki bu bir montaj hilesi mi, yoksa Güç Rey’e yakında olacaklar hakkında ipucu mu veriyor?
Finn sözlerine “Güç bizi bir araya getirdi” diyerek devam ediyor, ve bu sırada kendisini dürbünle bakarken görüyoruz. Her ne kadar renk tonları buranın önceki fragmanlarda gözüken çöl gezegeni olduğunu düşündürüyor (bu gezegenin adının Pasaana olduğunu bir Lego sızıntısı sayesinde biliyoruz). Burası, ekibin Ölüm Yıldızı enkazını buldukları yere benziyor ve Jannah karakterinin promo görsellerinin tonu ile uyuşuyor.
Bu kez söze Poe Dameron girip “yalnız değiliz” diyor, bu esnada görüntü Direniş’in yeni üssüne çevriliyor ve orada pek çok pilot ile işbirlikçi görüyoruz. Burada neden herkesin heyecanlı olduğu aşikar: ortalarında bir efsane, Lando Calrissian var.

Lando buradaki tek ağır top değil, hemen arkasında yine sızıntılar sayesinde kimliği tespit edilen bir Mon Calamari subayı var: efsanevi Amiral Ackbar’ın oğlu Aftab Ackbar. Kendisi Star Wars çizgiromanı Allegiance’da Mon Calamari ve Quarren’leri İlk Düzen’e karşı birlikte savaşmak için Leia’ya yardım ederken görülüyor.
Poe, “İyi insanlar onlara liderlik edersek savaşacaklar” diyerek sözlerine devam ediyor ve bu esnada Rose Tico’yu görüyoruz. Rose bu filmde artık Mühendis Birliği’nde bir komutan olmuş. Arkasında Carrie Fisher’ın kızı Billie Lourd’un canlandırdığı Teğmen Connix ve Dominic Monaghan’ın canlandırdığı yeni bir Direniş askeri var. Ortamdaki karmaşaya bakılacak olursa bu sahne filmin en büyük savaşı sırasında gerçekleşiyor.
Ve en sonunda Poe yüzünü gösteriyor, etrafında Finn ve Chewbacca var. Burada Poe’nun turuncu ve beyaz renklerdeki yeni X-Wing’ini de görebiliyoruz. Yüz ifadelerinden birşeylerin yanlış gittiği anlaşılıyor.
Bu esnada bir Corellian C90 “Blockade Runner” Corvette’in geçişini görüyoruz. Filmin ilk fragmanında Kylo Ren’in İlk Düzen ile beraber ormanlık bir yere saldırdığını görmüştük, o yer Ajan Kloss olabilir. İlk Düzen, Direniş’in yeni üssünü filmin başlarında tespit ediyor olabilir mi?
Ölüm Yıldızı II’nin sulak enkazına geri dönüyoruz. Gezegen katilinin su altındaki enkazına gitmek aslında Güç Uyanıyor için düşünülen fikirlerden biriydi, ancak bu gezegenin neresi olduğu halen netlik kazanmadı. Endor’un orman ayına benzemiyor. Aynı sistemdeki gaz devi olabilir mi? Veya tamamen başka bir yer? Ne de olsa öyle bir patlama neticesinde parçalar çok uzaklara gidebilir.
Görüntü Rey’e giderek yaklaşırken o da kılıcını hazırlayıp söze giriyor: “İnsanlar beni tanıdıklarını söyleyip duruyorlar. Kimse tanımıyor.”.Bu aslında Rey’in ailesi konusuna bir gönderme olabilir. Ya da Kylo’nun Bölüm 8’de söylediklerine cevaben bir söylem de olabilir.
…çünkü su ve sisin arasından gelen Kylo Ren “Ama ben tanıyorum” cevabı ile geliyor. Önceki fragmanlarda kesitlerini gördüğümüz dövüş için kılıcını hazırlıyor…peki Ren gerçekten Rey ile dövüşüyor mu, yoksa onu başka bir yere çekmeye mi çalışıyor?
Bir TIE sürüsünün buzla kaplı devasa bir yapıya doğru uçtuklarını görüyoruz. Skywalker’ın Yükselişi’nde pek çok karakterin hikayesini önemli ölçüde etkileyecek bir buz gezegeninin varlığından haberdarız, ve bu gezegenin adı Kijimi. Yeni karakterlerden Zorii Bliss adlı kaçakçı, İlk Düzen ve Direniş arasındaki savaşın bu gezegeni de içine çekeceğini ve orada yaşayanların taraf seçmek zorunda bırakılacaklarını söylüyor.
Peki Kijimi neden önemli? Görünüşe göre burası, Skywalker’ın Yükselişi’nin en sinsi planının anahtarı, zira sözü bu kez korkunç bir sesin sahibi alıyor. İmparator Palpatine “Çok uzun süre bekledim…” dediğinde sislerin arasında oldukça şatafatlı bir taht gözüküyor ve bu da görünüşe göre Kijimi üzerinde.
İlginç bir noktaya değinelim: bu taht aslında yeni değil. Bu aslında Ralph McQuarrie’nin Jedi’ın Dönüşü için hazırladığı tasarımlardan biri.

Jedi’ın Dönüşü ile ilgili çalışmalar sürdüğü sırada son savaşın Ölüm Yıldızı’nda değil, Had Abaddon (sonraki adı ile Coruscant) adında bir İmparatorluk gezegeninde olması düşünülmüştü. Palpatine’in taht odası için birkaç tasarım yapıldı. Bir diğer tasarımda Palpatine’in odası lavlarla kaplı bir yeraltı odasındaydı. Bu fikir daha sonra Mustafar gezegeni ve Vader’ın oradaki kalesi için uygulandı.
Kijimi buzlarının altında yatan sadece havalı tahtlar değil. Dev bir İmparatorluk Yıldız Destroyeri’nin buzlar altından yükseldiğini görüyoruz. Dikkat: “İlk Düzen” değil “İmparatorluk”.
Birkaç ay önce yayınlanan D23 fragmanında bu filoyu görmüştük. Bu konu Disney sonrası genişletilmiş evrende biraz daha detaya sahip. Palpatine hayattayken evrenin bilinmeyen bölgelerinde tespit ettiği bilinmez bir güç karşısında çok etkileniyor ve zamanının çoğunu İmparatorluğu yönetmekten çok tüm kaynaklarını o güç’e ulaşmak için kullanarak geçiriyor.
Chuck Wendig’in Aftermath roman serisinde, Jedi’ın Dönüşü sonrasındaki yıllarda İmparatorluk yenildikten sonra geriye kalan bir avuç kuvvetin Jakku’daki büyük savaştan kaçtığı anlatılır. Amiral Rae Sloane liderliğindeki yöneticiler, Palpatine’in önceden bu gücün kaynağı olarak belirttiği koordinatlara giderek orada ordularını güçlendirirler ve zaman içinde İlk Düzen’e dönüşürler. Sonradan Yeni Cumhuriyet’teki bazı gezegenler de İlk Düzen tarafında saf tutarlar.
İlk Düzen her ne kadar evrenin bilinen bölgelerinde tanıdık teknoloji ile varlık gösterse de, görünüşe göre İmparatorluk kalıntıları İmparator’un dönme ihtimaline karşı filolarını saklamışlar. Bu, İmparatorluk’un yeniden saldırması anlamına geliyor.
Direniş yeni müttefikler konusunda başarılı olmuşa benziyor, zira Millennium Falcon’un başı çektiği kalabalık filoda tanıdık gemiler de var. Star Wars gemi tasarımı konusunda adeta ders veren bu sahneye yakından bir bakalım.

Karede gördüğümüz gemiler arasında MC75 Mon Calamari kruvazörler, Nebulon-B Fırkateynler, Sphyrna sınıfı korvetler (Rogue One ve Knights of the Old Republic’den -ki orada bunlara Hammerhead kruvazör de deniyordu-), YT-2400’ler, Lancer sınıfı gemiler, Güç Uyanıyor’da Han ve Chewie’nin kullandığı Baleen ağır kargo gemisi, Eravana, Eski Cumhuriyet dönemi Defender sınıfı korvet, Pelta sınıfı fırkateynler ve daha fazlası bulunuyor. Ve belki de en önemlisi Rebels animasyon dizisindeki Ghost’a çok benzeyen bir gemi de var.
Yukarıdaki savaşla alakası olmayan başka bir sahnede Falcon üzerinde yeni bir mürettebat görüyoruz: Rey, Chewie, Poe, Finn ve C-3PO. Fonda yine Palpatine’in şeytani sesi “Şimdi bir araya geliyorsunuz,” diyor. Burada tıpkı Jedi’ın Dönüşü’nde Luke’un maruz bırakıldığı bir alaycılığın bir benzerinin, toplanan Direniş kuvvetlerine karşı söylediği düşündündürülüyor.
Bu bir yanıltma olabilir. Belki de bu “bir araya gelmek” ile kastedilen aydınlık ve karanlığın temsilcileri olan Rey ve Kylo Ren’in güçlerini birleştirmesi olabilir. Elinin altında kendi askerleri ve filosu olan, muhtemelen ölümü dahi aldatabilen Palpatine, neden yeni bir galaktik iç savaşa ihtiyaç duysun?

Rey ve Kylo Ren’in su üzerindeki savaşını gösteren kısa bir andan sonra bu kısa fakat ilginç kareyi görüyoruz. Uzay karanlığının içindeki vahşi patlamanın arasında gövdedeki ışıklar gözüküyor. Bir İmparatorluk Yıldız Destroyeri, başka büyük bir şeyi yok ediyor. Yok edilen ise bir gezegene veya benzer bir gök cismine benziyor. Belki de buzdan kurtulan filo, Kijimi’yi yok ediyordur.
Ölüm Yıldızı II’nin enkazına ev sahipliği yapan su gezegeninde, dalgaların arasında yükselen bir speeder görüyoruz. Dikkatli bakıldığında en azından Rey ve Jannah bu aracın içinde tespit edilebiliyor, bu sebeple burası Jannah’ın ev gezegeni olabilir.
Ani bir geçiş ile tanıdık bir surat görüyoruz: C-3PO’nun sistemleri yeni bir yaratık tarafından elden geçiriliyor, ve bu esnada BB-8 ile yeni droid D-O’ya da göz atıyoruz. C-3PO’nun kablolarını kurcalayan kişinin adı Babu Frik ve kendisi Anzellan ırkından, Zorii ile birlikte çalışıyor.
Rey, Finn ve Poe duruma bakarken, Poe 3PO’ya neden gözlerini diktiğini soruyor. C-3PO ise fragmandaki belki de en duygusal, en keskin replikle cevap veriyor.
“Son bir kez bakıyorum efendim…arkadaşlarıma.”
Bu replik sırasında C-3PO’nun arkasında duran Ticaret Federasyonu Savaş Droidi’ne dikkat.
D23 fragmanı, 3PO’nun programlaması ile ilgili bir durumun olacağına dair ipuçları vermişti, özellikle kırmızı gözleri ile ilgili sahne bunun en büyük habercisi. Muhtemelen C-3PO bir savaşçıya dönüştürülmek zorunda kalacak ve bu işlem onun hafızasını silecek.
Bu olay zavallı droidin başına ilk kez gelmiyor; daha önce Sith’in İntikamı’nın sonunda Bail Organa ve Yüzbaşı Antilles de droidin hafızasının silinmesini istemiş, bu sayede droidin Luke’a babası hakkındaki gerçekleri anlatma ihtimalinin önüne geçilmişti.
Peki neden? Rey ve arkadaşlarının Kijimi’ye gitmelerinin sebebi 3PO’ya bu işlemi yaptırmak olabilir. Poe’nun Zorii Bliss ile bir geçmişi var, Entertainment Weekly’de yayınlanan bir fotoğrafta Zorii’nin Poe’ya tuhaf bir disk uzattığını görüyoruz. Bu bir droid parçasından çok 3PO’nun kafasının arkasındaki boşluğa yerleştirilebilecek bir şeye benziyor. Belki de Babu bu parçayı monte ediyordur.
Sonraki sahnede Chewbacca gözüküyor fakat ne yaptığına veya neye tepki gösterdiğine dair çok fazla ipucu yok.
Fragman, Star Wars tema müziğinin melankolik bir versiyonu yükselirken ana savaştan sahnelerle sürüyor. Finn, Poe ve Chewie’yi bir İlk Düzen üssünde (veya gemisinde) Stormtrooper’ları yararak ilerlerken görüyoruz.
Sırada Rey ve Leia’nın sarılması var. Bu kez ilk fragmanda gördüğümüz Pasaana speeder kovalamacasının, Finn, Poe ve C-3PO ile BB-8’in havaya sarı renkli bir toz atmasının arkasında başka bir ses duyuyoruz.
Crait gezegeninde huzura eren Luke Skywalker’ın ruhu Rey’e “Korku ile yüzleşmek bir Jedi’ın kaderidir” diyor.
Muhteşem bir manevra yapan bir Y-Wing’in bir İmparatorluk Yıldız Destroyeri’ne ateş açarak uçtuğunu görüyoruz. Yine bir Lego seti sızıntısına bakacak olursak, bu Y-Wing’in bulunduğu setin içinden çıkan Zorii Bliss ve Poe Dameron figürleri, geminin kokpitinde bu iki karakterden birinin olabileceğine dair ipuçları veriyor. Poe’nun turuncu X-Wing’i kullandığını varsayarsak bunun içinde Zorii olabilir.
Yıldız Destroyeri’nin hangar bölmesine dikkat. Orada bulunan devasa top daha önce İmparatorluk dönemi gemilerde gördüklerimize benzemiyor. Bir Yıldız Destroyeri, bir gezegeni bu şekilde ortadan kaldırabiliyor olabilir mi?
Gökyüzünde çılgınlık sürerken başka bir sahnede Jannah’ı ilk kez hareket halinde görüyoruz; Finn ve BB-8, benzer kıyafetli savaşçılarla at benzeri yaratıkları sürerken görünüyorlar…ve bir Yıldız Destroyeri’nin üzerindeler. Endor Savaşı’nın bir gezegen atmosferinde ve gemiler üzerinde olduğunu hayal edin.
Rey ve Kylo Ren’in düellosunun sonları olduğunu düşündüren güzel bir sahneye sıra geliyor, ve bulundukları yer de Yüce Lider için oldukça önemli: Palpatine’in taht odası. Peki Kylo neden Rey’i oraya götürsün? Bulmaları gereken bir obje mi var?
Sonraki sahne güzel olduğu kadar heyecan verici. Rey ve Kylo bu kez beyaz renkli bir ortamda savaşıyorlar. Renkler bir İlk Düzen veya İmparatorluk mimarisinden çok Kamino’yu çağrıştırıyor.
Parçalanan sütun, Kylo Ren’in gözü gibi baktığı, büyükbabasına ait olan miğferin kalıntılarını taşıyor. Kylo bunu kasıtlı olarak mı yapıyor? İki karakter bu parçalayıcı hamleyi birlikte yapmıyor gibi gözüküyor, aksine Rey kendini Kylo’dan korurken kılıçlar sütunu parçalıyor olabilir.

Bu sahnede diğer bir ilginç detay, Rey’in sol elindeki hançer. Bu, Ölüm Yıldızı II’nin enkazından çıkarılmış bir obje veya Kylo Ren’in Sith objeleri koleksiyonundan bir parça olabilir.

Poe ve Finn, C-3PO’nun tuttuğu ışık ile bir şeyi inceliyorlar. Arkadaki kayalık yapıya bakılacak olursa burası Pasaana olabilir.
Bu esnada yeniden yıldız destroyerinin yüzeyine, Finn ve Jannah’ın hücuma geçtiği ana dönüyoruz. Bu esnada B-Wing’lerin de dahil olduğu Direniş ve İlk Düzen savaş gemileri üzerlerinden uçuyor. Bu daha önce Star Wars’ta pek eşine rastlanmış bir sahne değil.
Jannah ve Finn’in karşılarında inişe geçen bazı taşıma gemileri var, bunların hangi tarafta oldukları net değil.
Maskesini çıkaran Kylo Ren’in etrafında mekanik aksamlar var. Peki neden maskesini yeniden birleştirdikten sonra tekrar yüzünü gösteriyor? Işıklandırmaya bakılacak olursa büyük savaş Kylo’nun o sırada bulunduğu yerin gökyüzünde gerçekleşiyor. Kylo nereye doğru yürüyor belli değil, belki de yeni müttefikleri…veya yeni ustaları vardır.
Sıradaki sahnede Rey’in geri adım atarak uzaklaştığı kişi, çok yüksek ihtimalle Palpatine. Ve Palpatine ona doğru yaklaşıyor. Işıklandırma ve donmuş zemin, olayların bir önceki sahneyle aynı yerde geçtiğine işaret ediyor. Kylo’nun yanında durduğu mekanik şasi, Palpatine’i hayata döndüren makine, veya onu hayatta tutan, mobil bir taht olabilir mi?
Fragmanın sonunda Rey’i kılıcını çekmiş şekilde görüyoruz, Luke Skywalker tanıdık bir sözü söylüyor: “Güç seninle olacak…”
Arkasından kızkardeşi Leia’nın “daima” deyişi duyuluyor. Rey her ne ile karşı karşıya ise yalnız olmadığını biliyor. Binlerce nesil onun içinde yaşıyor. Ufak bir gülümseme ile yüzleştiği mücadeleye, yeni bir umut ile giriyor.
Son fragman, filmde yanıtlanması gereken pek çok sorunun habercisi. Hepsi 20 Aralık 2019’da açığa kavuşacak.
Kaynak: io9.gizmodo.com